İş Yerinde Sağlıklı Hayat Kılavuzu

İş Yerinde Sağlıklı Hayat Kılavuzu

İş yerlerimiz ilginç yerler değil mi? Pek çoğumuzun hemen hemen haftanın beş günü gittiği, 24 saatinin neredeyse yedi, sekiz saatini geçirdiği, belki sabah kahvaltımızı ve öğle yemeğimizi yediğimiz, bizim seçmediğimiz, zaman zaman da hoşlanmadığımız insanlarla paylaştığımız, tasarımına ve dekorasyonuna müdahil olamadığımız yaşam mekanlarımız… Pandemi ile beraber bir kısmımız içinde evlerimiz aynı zamanda çalışma ofislerimize dönüştü.
Huzuru, sıcaklığı, rahatlığı aradığımız evlerimiz, çalışma hayatımıza da ev sahipliği yapar oldu.
Çalışma saatlerinin kendine has bir gündemi ve akışı var. Bedenimizin de kendine has bir gündemi ve akışı var. Üstelik… Psikolojimizin de kendine has bir gündemi ve akışı var. Peki, fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı olmayı iş hayatının içinde nasıl başarırız? Çalışırken bedensel ve psikolojik ihtiyaçlarımızı görerek ve onları karşılayarak elbette. Özellikle masa başı işi yapanlarımız için söylenmesi kolay, gerçekleştirmesi zor tabi, bedenimizin ve ruhsal durumumuzun iyi olma halini koruyabilmek. Gerçi, özellikle son 10 yıldır, pek çok şirket çalışma saatleri içinde çalışanlarının sağlık durumlarının kendi sorumlulukları altında olduğunun bilincine vardı da, bu konuda önlem almaya, çalışma şartlarında iyileştirmede bulunmaya başladılar. Yine de tabii ki sağlığımızın sorumluluğu almak bizim yetişkinlik görevimiz.
Podcast Önerisi: Kendinin Ebeveyni Olmak
Çalışma saatleri içinde sağlığımız için neler yapabiliriz, gelin bir bakalım.
  1. Niyet

Her şey niyet etmekle başlıyor aslında. İçimizden bazıları yazının başlığını okuduğunda “Ben nasıl çalışıyorum, sizin haberiniz var mı?” ya da “Bu ofiste çalışırken sağlıklı bir beslenme benim için hayal!”, diyebilir. Çalışma hayatı ve sağlıklı yaşam ikilisinin yan yana gelemeyeceğine dair onlarca itirazda bulunabiliriz ve biliyor musunuz bu itirazlarda da çoğu zaman haklı olabiliriz. Başta söylediğimizi tekrarlamak istiyoruz. Her şey niyet etmekle başlıyor. Elimizden geldiğince kendimizi sağlıklı, iyi, canlı ve enerjik hissetmeye niyet ettiysek, kendimize has yöntemler geliştirebileceğimizden eminiz.
  1. Yeterince İyi

Son otuz, kırk senedir “Sağlıklı Yaşam” Batı toplumları için neredeyse bir takıntı haline dönüştü. Bu konuda on binlerce öneri, yöntem, kural, ekol, kitap, film, vs. üretildi. Üstelik sağlıklı bir yaşam sürme üstüne verilen önerilerin çoğu daha sonra çürütüldü, antitezleri ortaya sürüldü. Bir dönem “Mutlaka yiyin” denen yiyecekler için beş, on sene sonra “Aman sakın yemeyin”, dendi. Spor yapmak çok uzun bir süre şiddetle önerilirken, son dönemlerde “Spor insan sağlığına zararlı mı?” başlıklı tezler ortaya atıldı. Dolayısıyla biz sıradan insanların bu konuda kafası oldukça karışık. Söylemek istediğimiz şey, sağlıklı hayat sürmeyi kendiniz için takıntı haline getirmeyin; kendinize yeni bir stres alanı yaratmayın. Mükemmel yapmak yerine, yeterince iyi olmakla yetinin.
 
  1. Beslenme

Sağlıklı bir yaşam sürmenin ana bileşenlerinden biri hiç kuşkusuz ne yediğimiz ve içtiğimiz. İş yerlerinde ise yediklerimizi denetleyebilmek çok zor; yiyecekler ya ofis yemekhanesinden çıkıyor ya da dışarda restoranlardan yemek zorunda kalıyoruz. Evden ofise yemek getirmek ise çoğumuz için sürekliliği olmayan, oldukça zorlayıcı bir şey. Burada “Yeterince İyi” anlayışını benimseyerek ilerleyebiliriz.
  • Kahvaltıları poğaça gibi hamur işleri ile geçiştirmeyin. Midenizi iyi hissettirecek bir kahvaltı seçeneğini kendinize sunun.
  • Öğle yemeğini geçiştirmeyin, atlamayın. Mümkün olduğunda kızarmamış, sağlıksız karbondihratları barındırmayan, sebzelere yer verebilirsiniz.
  • Yemek yedikten sonra enerjinize bir bakın; yedikleriniz sizi canlandırıyor mu? Yoksa uykunuz mu geliyor?
  • Gün boyunca su içmeyi unutmayın. Suyu yudum yudum için.
  • Bilinçsizce çay, kahve içmeye yönelmeyin.
  • Bitki çayları bilinçlenerek tüketin. Pek çok bitkinin aşırı tüketilmesi sağlığımızı kötü etkileyecektir. Ayrıca her bitki çayı, her sağlık durumu ile tüketilmez.
  • Şekerden, tatlılardan uzak durun.
  • Ara öğünlerde badem, ceviz gibi enerji verici besinler yiyebiliriz.
Her birimizin vücut kimyası ve sağlık tarihçesi birbirinden farklı olduğu için beslenmemiz de aslında kendimize has olmalı. Mümkünse bir uzmandan görüş almak çok kıymetli. Eğer alamıyorsak midemizi yakan, şişiren, rahatsız eden yiyecekleri sevsek bile tüketmemek atılacak önemli bir adım olabilir.

4. Bedeninizi hatırlayın

Çalışma hayatına genelde zihnimiz, yeteneklerimiz, düşüncelerimiz ile katılıyoruz; bir bedenimiz olduğunu sık sık unutuyoruz. Bedeninizi hatırlayın!
  • Çalışırken mümkünse 45 dakikada bir mola verin.
  • Ofis yogası ya da sandalye yogası başlıklı videoları kendi çalışma temponuza uyarlayın.
  • Sandalye üzerinde bir iki dakikalık basit yoga hareketleri oldukça işe yarayacaktır. Bir iki dakikayı küçümsemeyin; bedeninizi hareket ettirin.
  • Evde beden farkındalığı meditasyonu yapın. Bu meditasyon tekniği sayesinde çalışırken bedeninizi hatırlama ve omuzlar, çene gibi sıkışan, gerilen bölgelerinizi rahatlatma pratiği elde etmiş olursunuz.
  • Evde yapacağınız basit nefes çalışmaları iş yerinde ihtiyaç duyduğunuz anlarda yardımınıza koşacaktır.
  • Kendinizi gergin hissettiğinizde burnunuzdan nefes alın ve burnunuzdan nefes verin. On, yirmi kez yaptığınızda biraz sakinleşmenizi sağlayacaktır.
Uygulama Önerisi: Sandalye Yogası Podcast Önerisi: Meditasyon ve nefes çalışmaları
  1. Çalışma arkadaşlarınızı kabul edin

Ofiste sağlıklı bir yaşam rutini oluşturmaya çalışırken aklımıza beslenme, hareketsizlikle mücadele etme gibi konular geliyor doğal olarak ama bu başlıklar kadar önemli olan bir diğer konu ise, çalışma arkadaşlarımızla olan ilişkimiz. Çalışma arkadaşlarımız öyle insanlar ki belki de deli gibi aşık olduğumuz eşimizden sevgilimizden, gözümüzden sakındığımız çocuğumuzdan, beraber çok eğlendiğimiz en yakın arkadaşlarımızdan daha çok görüyoruz. Daha çok görmemize rağmen kimlerle çalışacağımıza çoğu zaman biz karar veremiyoruz. Ofis sorunları, ego çatışmaları, dedikodular, vs ya başımıza geliyor ya da tanık oluyoruz. Peki kendimizi tüm bu negatif alanlardan nasıl koruyabiliriz?
  • Sınırlarınızı sağlıklı çizin.
  • Dedikodu asla yapmayın. İş yerinde dedikodu ya gelir ayağımıza dolanır ya gereksiz yere hırslanırız, en kötüsü ise enerjimiz aşağıya doğru çekilir.
  • Sinirlendiğinizde ya da gerildiğinizde hemen tepki göstermek yerine içinizden ondan bire doğru sayarak nefes alıp nefes verin.
  • Karşınızdaki herkesi yargılamak yerine kendiniz gibi dertleri, hayattan beklentileri, sıkıntıları olan insanlar olarak görün.
  • Sevmediğiniz, anlaşamadığınız insanlara düşmanca değil, mesafeli davranın.
  • İşinizi önemseyin. Yaptığımız işimiz öncelliğimiz olduğunda çalışma arkadaşlarımızın kişiliği konusunda çok rahatsız olmayız.
Bloga dön