Koku Bizi Neden Etkiler?

Koku Bizi Neden Etkiler?

Koku, en cüretkar duyumuzdur... Görsel, işitsel, dokunsal uyaranların sinyalleri önce beynimizin serebral korteksine gidip orada işlenirler. Gelin görün ki koku sinyalleri, serebral korteksin bölümlerinden biri olan limbik sisteme doğrudan ulaşır. Yani koku dışındaki tüm duyu organlarımız serebral kortekse sinyal göndererek beynin geri kalan bölümlerine bağlanmak için izin ister ama koku duyusu direkt bağlanır. Bunu günlük hayata şöyle uyarlayabiliriz… Hiç gitmek istemediğiniz ya da gitmeye üşendiğiniz bir mekan olsun… Ama yine de gittiniz ve içeriye adım atar atmaz, fark etmediğiniz hızda kendinizi iyi hissettiniz… Çünkü mekanda siz gitmeden önce örneğin Palo Santo ağaç tütsü yakılmış ya da taze kahve demlenmiş, mis gibi kahve kokusu yayılmış ortama… Kokular doğrudan limbik sisteme ulaştı ve siz hızla mekanda iyi hissetmek üzere ikna oldunuz. Bundan sonraki adımda görsel olarak mekana uyumlanmak üzere incelemelere başlarsınız. Tüm bunlar çoğunlukla fark edemediğimiz hızda gerçekleşir. Bu nedenle yaşam alanlarımızın havasını temiz tutmak, bir California White Sage’le ya da bir Palo Santo tütsü ile ortamın güzel ve doğal kokmasını sağlamak sinir sistemimiz için de çok önemlidir.  Bir ortamla ilgili iyi ya da kötü hisleri bize yerleştiren görsel ya da işitsel sinyallerden önce koku sinyalleridir.  
Uygulama Önerisi: Beş Duyu Meditasyonu

Tat Alma Duyumuzu Tamamlar

Hepimizin başına gelmiştir… Nezle olduğumuzda burnumuz tıkanır ve burnumuz tıkandığında, tat alma duyumuz zayıflar. Şimdi gelin, bir test yapalım. Kokusunu yoğun olarak hissedebileceğiniz bir meyveden ısırın.  Çiğneme eylemimiz başladığında, mesela meyvemiz çilek olsun, çileği çeşitli hücresel bileşenlere ayırırız, bunlar aslında minik moleküllerdir ve bunların bir kısmı gırtlağımızın arkasından dolaşarak burnumuza ulaşır. Meyvenizi ısırdıktan sonra ağzınızdaki tattan ziyade burnunuzun içinde duyumsadığınız kokuya odaklanın. Evet belirgin bir koku vardır… Gözleriniz kapalıyken bir çileği ısırdığınızda onu dokusundan önce kokusundan ayırt edersiniz. Yani bir şeyi yeme esnasında aynı zamanda koklarız da… Koku duyumuzla tat duyumuz bu esnada birlikte bize hizmet eder. Nezle olduğumuzda koku duyumuz bir hayli zayıfladığı için yediklerimizin tadını tam alamayız çünkü tat duyusu tek başına tat almamız için yeterli değildir. Bunu test etmek için nezle olmayı beklemeden yine bir şeyler yerken burnunuzu kapatmayı deneyin… Tat eksik olacaktır. Bizler koku duyumuz olmadan yaşayabiliriz ancak koku duyusunun hayatımıza çok şey kattığı da kaçınılmazdır.

Kokunun Anatomisi

Koku almamızı sağlayan 1000’in üzerinde alıcıdan, sinir hücrelerinden söz etmek mümkün. Hayatımız devam ettiği sürece yenilenen bu alıcılar, alışkın olduğumuz kokulara göre de değişirler. Biz, bu yapı sayesinde çok sayıda kokuyu, birbirinden ayırma yeteneğine sahip oluruz. Ayrıca koku sinir hücrelerinin kendilerini yenileme özelliği, sadece koku duyu organımıza özgüdür, diğer duyu organlarımızdaki sinir hücreleri ölünce ya da hasar görünce kendilerini yenilemiyorlar. Koku alma organımız evet burundur ama burun sadece bir başlangıç noktasıdır. Bu müstesna organımız, içeriye hava ve koku moleküllerinin girmesini sağlar. Burnun hemen gerisinde ise koku epiteli adı verilen alan bulunuyor. Burası, koku duyusuna ait epitel dokumuzdur. Koku epitelinin hemen üzerinde ise beynimiz var ancak bu epitel doku ile beyin arasında bir kemik (kribriform plaka) ve bu plakanın da hemen üzerinde beyinden çıkan bir uzantı, koku soğancığı bulunuyor. Yani; burnumuzdan beynimize uzanan yolda;
  • koku duyusuna ait epitel dokumuz,
  • bunun hemen üzerinde yer alan kemik ki çok delikli bir yapıya sahiptir,
  • bunu da üzerinde yer alan sinir demeti yapısındaki koku soğancığı
Koku soğancığındaki ince sinir uçları bu delikli kemikten geçip koku epiteline ulaşır. Meditasyon eğitimlerimizde beynin yapısı üzerine çalışmıştık. Bu eğitimlerde de görmüştük ki öğrenme yetimizle ve hafızayla ilgili bölüm olan hipokampus, beyin haritamızda yer alan önemli alanlardan biridir. Hareketlerimizin birer davranış biçimine dönüşmesinde önemli yeri olan hipokampus, limbik sistemimizde görev başında. Duyguların işlenmesinden sorumlu olan, duygusal hafızayla ilgili olan ve duygusal tepkilerin oluşmasında önemli bir role sahip amigdala da limbik sistemin bir parçasıdır. Hani şu koku duyusunun doğrudan sinyal gönderdiği alan! Şimdi gelelim bunların koku ile olan ilgisine… Hafıza, bilişsellik, davranışlarımız ve duygusal hafızamız ile ilgili olan bu alanlara koku soğancığı çok yakındır. Bilim insanları, koku soğancığı ile beynimizin hafıza ve duygularla ilgili bu bölgeleri arasındaki yakın fiziksel bağlantının, kokuların bizlerde belirli duygular uyandırmasının gerekçesi olabileceğini öne sürüyor. Kokuların bizde uyandırdığı duygularla hafızamızın bir ilgisi var yani.

Bugünün Olayı, Yarının Anısı, Kokunun İzi

Şimdi geçmişi bir tarafa bırakalım ve bugüne gelelim. Bugünü nasıl yaşadığımız, Mindfulness temelli bilgilerde de bize aktarıldığı gibi “Şimdi ve Burada Olmak” sinir sistemimizi regüle eder. Bu açık farkındalık ile şimdiyi deneyimlemek, geleceği düşünmeden, geleceği inşa etmemizi, saf anın içindeyken anıların oluşmasını sağlar. “Hep anda olacaksak anıların ne önemi var?” diye sorabilirsiniz. Bilişsel düzeyde kalabalıktan başka bir anlamı yok ama duygusal anlamda ve sinir sistemi açısından oldukça yüklü anlamları var. Bu nedenle her an nasıl davrandığımızı bilmeli ve zarar vermeden, yargılamadan, şefkatli, hoşnut, neşeli bir davranış biçimi benimsemeliyiz. Bu olumlu davranışları öncelikle kendimize yönelik deneyimlemeli, kendimize sunmalıyız. Kendimize özen; kişisel bakımımızı, yaşadığımız alanların bakımını, kendimize dair duygusal yaklaşımlarımızı, öz şefkatimizi kapsar.  
Okuma Önerisi: Mindfulness İşbaşında
  ‘Şimdi’yi ıskalamadan kendimize anılar üretirken, işte koku da bizim için çok önemli bir role sahip, önemli bir koddur. Bu nedenle size önerim, Mindfulness ve/veya meditasyon çalışmalarınızı sürdürürken doğal kokuları bu çalışmalarınızın bir parçası haline getirmeniz. Meditatif çalışmalarınızda beynin duygusal hafızasıyla kokunun ilişkisinden yararlanmak, her seferinde daha hızlı bir şekilde “Şimdide ve Burada Olma” çağrışımını sağlayacaktır. Pek çok kadim öğretide, şamanik ritüellerde, Hindistan’daki, Tibet’teki doğal kokuların, tütsülerin kullanılması, kutsal alanların ve çalışmaların yapılacağı yerlerin kokularla arındırılması tesadüf olmasa gerek… [av_productslider categories='158' wc_prod_visible='' wc_prod_hidden='' wc_prod_featured='' wc_prod_additional_filter='' sort='0' prod_order='' items='9' offset='0' columns='3' autoplay='no' interval='5' alb_description='' id='' custom_class='' av_uid='av-1xbfzb']   Kitap Önerisi: KOKU, Patrick Süskind

Nilüfer Eyiişleyen

yogabiz.pro

Bloga dön