Yoga ve Hormonlar

Yoga ve Hormonlar

Başlarken, hormon nedir ve sistemimizde nasıl bir öneme sahip, kısaca buna bakalım ve yoga bilgisinin hormonal sistemimize olan dikkat çekici etkilerini inceleyelim. Yazımızın sonunda hormonları stimüle eden yoga duruşları üzerinde de duracağız. Hangi asana hangi epifiz bezini uyarıyor, kısaca yer vereceğiz… Hormon genel hatlarıyla; bedenimize bedenimiz tarafından salgılanan kimyasallardır. Bu salgılar endokrin bezlerde üretilir ve kana salgılanır. Endokrin bez, hormonları sentezleyen bezlerdir ve endokrin sistemi oluştururlar. Kısaca endokrin sisteme, bedenin çeşitli bölgelerinde yer alan salgı bezlerinin ve organların oluşturduğu bir ağ diyebiliriz. İşte hormonlar; vücudumuzun fonksiyonlarının kontrolünde ve düzenlenmesinde hayati bir role sahip olan endokrin sistemin çeşitli organlara ve dokulara mesaj yollamak için kullandığı kimyasal maddelerdir. Onlara “kimyasal mesajcı” da diyebiliriz.
Okuma Önerisi: Anti Aging Yoga: Yoganın beden kimyasına etkisi
Hormonlar, bu bez yapılarının (endokrin bez) uyarılmasıyla sentezlendikten sonra kan dolaşımına dahil olurlar. Peki kanımızda amaçsız ve hedefsiz bir şekilde mi dolaşır hormonlar? Hayır. Kanda dolaşan hormonun hedef hücresi vardır ve hormonun hangi hücre ile etkileşime geçeceğini de o hücrenin yüzeyinde bulunan reseptörler işaret eder. Salgı bezlerinden kana nüfuz eden hormonlar, böylece organların işleyişini düzenler. Örneğin böbrek üstü bezlerinden salgılanan adrenalin hormonu, hedef dokuda reseptörüne bağlanarak kalp hızında ve kan basıncında artış, metabolizmada hızlanma gibi etkileri ortaya çıkarır. Bu arada hormon, uyarmak, canlandırmak anlamlarına gelir.
Özetleyecek olursak; hormonlar kan aracılığıyla etki edeceği organa ya da dokuya ulaşır. Ulaştıkları dokularda hormonlar; metabolizma, büyüme ve gelişme, cinsel fonksiyon ve üreme, kalp hızı, kan basıncı, iştah, uyku ve uyanıklık döngüleri, vücut sıcaklığı gibi pek çok alanla ilgili etki gösterir.
Hormonların üretildiği, depolandığı ve kana salındığı yer olan endokrin bezlerin her birinde bir ya da birden fazla hormon üretilebilir. Endokrin bezleri sadece vücuttaki metabolik süreçlerden ve tüm biyolojik faaliyetlerin kontrolünden sorumlu olmakla kalmaz, aynı zamanda hormonal denge kişiliğimizi ve karakterimizi derinden etkiler. Endokrin sistemde yer alan yapılara kısaca bakalım:

Hipotalamus ve hipofiz bezi:

Büyüme ve üreme fonksiyonlarını kontrol eden hormonların salgılanmasından sorumlu olan hipofiz bezi, hipotalamusun altında yer alır. Hipotalamus ise hipofiz bezini kontrol eden hormonları salgılar. Hipotalamus ayrıca; uyku-uyanıklık döngülerinin düzenlenmesinde, iştah ve vücut sıcaklığının kontrolünde yer alır.

Epifiz bezi:

Beynin orta kısmında yer alır ve uyku-uyanıklık döngüsünün kontrolünden sorumludur.
İnceleme Önerisi:

Tiroit bezi:

Boyun bölgesinin ön kısmındadır ve metabolizmanın düzenlenmesinde görevli tiroit hormonlarını salgılar.

Paratiroid bezi:

Bu da boynun ön bölgesindedir. Paratiroid bezlerinden salgılanan hormonlar kan ve kemikteki kalsiyum düzeylerinin kontrolünde görevlidir.

Timus bezi:

Bu bez, doğumdan ergenliğe kadar aktiftir. Gövdenin üst kısmında yer alır ve bağışıklık sistemi hücrelerinden olan T hücrelerin gelişiminde etkindir.

Böbrek üstü bezleri:

Her iki böbreğin de üstünde birer tane bulunur. Kalp hızı, kan basıncı, stres yanıtı gibi fonksiyonların kontrol edilmesini sağlayan hormonları üretir.

Pankreas:

Karın bölgesinde midenin arkasındadır ve kan şekerini düzenleyen hormonları salgılar.

Yumurtalık ve testisler:

Bunlar hem endokrin hem de endokrin olmayan görevleri olan organlardır. Bu iki organ üreme fonksiyonlarını kontrol eden hormonların üretiminden sorumludur.

Yoga ile hormonların ilişkisi

  Yoga disiplini altında yer alan asanaların (bedensel duruşlar), pranayama çalışmalarının (nefes egzersizleri) ve meditasyonun; insan bedenine ve zihnine etkileri üzerine çok sayıda araştırma ve inceleme yapılmaya devam ediyor. Bunlar bize gösteriyor ki yoga; kas ve iskelet sistemimizin ötesinde; sinir sistemimizi, endokrin sistemi, lenf sistemimizi, zihnin işleyiş biçimini, duygusal süreçlerimizi etkiliyor. Sadece hormonlar üzerine çalışmalar içeren hormon yoga terapi başlı başına bir bedensel/ruhsal sağaltım aracıdır.
İnceleme Önerisi

Hormon yoga terapi nedir?

Bu yöntem, 1992 yılında, Brezilyalı psikolog ve yoga eğitmeni Dinah Rodrigues tarafından geliştirilir. Hormon yoga terapi, hormonların, Hatha Yoga temelli belli asanalar ve nefes teknikleriyle stimüle edilip dengelenmesini sağlıyor. Uyulama sırasında salgı bezleri asanalarla ve pranayama teknikleriyle uyarılarak hem hormon salgılamaya destek olunuyor hem de hormonal dengeye katkıda bulunuluyor. Hormon yoga terapi serisinin ilk bölümünde dinamik çalışmalar yapılırken ikinci bölümünde stresi azaltıcı uygulamalar yer alıyor. Çalışmalar ortalama bir saat kadar sürüyor. Bu çalışmaları düzenli yapmak ve en azından deneyim kazanana kadar bir uzman eşliğinde bunları sürdürmek önemli ancak tüm bunlardan önce belirgin bir hormonal rahatsızlık ya da farklı bir rahatsızlık hissediliyorsa mutlaka doktora danışılmalıdır. Bu uygulamalar tedavi amaçlı değildir ancak; koruyucu, önleyici ve tedaviyi destekleyici olabilir.
İnceleme Önerisi

Endokrin bezleri ve asanalar

Yogada yapılan belirli asanalar bazı endokrin bezleri üzerinde basınç oluşturur ve canlanma sağlar, belli asanalar ise basıncı düşürür ve salgıların düzenlenmesini destekler. Burgular, ters duruşlar, geriye açılmalar, öne eğilmeler… Yogada asanaları eylemin türüne göre gruplarız… Bu grup içerisinden ters duruşlar, örneğin Sirsasana (baş duruşu) ve öne eğilmeler; kan dolaşımını tersine çeviriri ve beyne giden kan akışını artırır. Bu da beyin ve hipotalamusun işleyişine etki eder. Ayrıca hipofiz ve epifiz bezinin işleyişini canlandırır. Meditasyon çalışmalarında iki kaşın ortasına odaklanmanın da epifizi stimüle ettiği, pek çok araştırmada ortaya konuyor. Halasana (saban duruşu) ve Sarvangasana (omuz duruşu)  gibi pozlar tiroid ve paratiroid bezlerinin işleyişini stimüle ederken, Ardha Matsyendrasana (burgu, balıkların efendisi duruşu/yarım) ve Balasana (çocuk duruşu), pankreastan insülin ve glukagon salınımı için pankreası uyarır. Diğer yandan Setu Bandha Sarvangasana (köprü) ve Bhujangasana (kobra) gibi duruşlar testisleri ve yumurtalıkları uyaracaktır. Asanalara ek olarak, yoga nidra da stresi kontrol etmenin harika bir yoludur. Bu sadece uyumakla ilgili değil, uyanık kalmak ve düşüncelerinizi ve duyularınızı kontrol etmek, olumsuz düşünceleri olumlu olanlarla değiştirmek ve rahatlamak, zihninize ve bedeninize enerji vermekle ilgilidir. Aynı zamanda beynin işleyişini de iyileştirecektir.
Uygulama Önerisi: Yin Yoga ile Derin Gevşeme
Pranayama “nefes egzersizi” endokrin sistemde bir gevşeme başlatır ve kas gerginliğini azaltır, kalp atış hızını düşürür ve beyin dalga modellerini yavaşlatır.
Uygulama Önerisi: Doğru Nefes
Yoga sayesinde, daha iyi uyumak, ruh halinizi iyileştirmek ve kaygıyı gidermek, iştahı azaltmak, dinlenmeyi sağlamak, ağrıları azaltmak gibi fiziksel faydaların yanı sıra hormonal dengeyi de sürdürülebilir hale getirmek mümkün.

Çakra noktalarında hangi bezler var?

Endokrin bezlerine çakra sistemi üzerinden bakacak olursak yumurtalıkların/testislerin olduğu bölge Sakral Çakra, pankreas ve böbrek bezlerinin olduğu kısım hara bölgesi ve dolayısıyla Solar Pleksus Çakra, timüs bezlerinin olduğu bölge Anahata Çakra (kalp çakrası), tiroid alanı Visshuddha Çakra (boğaz çakrası) ve epifiz Ajna (üçüncü göz). Bu çakralara yönelik yoga serileri de uygulayarak bu alanlardaki epifiz bezlerinin dengeli çalışmasını destekleyebilirsiniz.  
Uygulama Önerileri  Sakral Çakra için Yoga Solar Pleksus için Yoga Anahata Çakra için Yoga Visshuddha Çakra için Yoga Ajna Çakra için Yoga
     

Nilüfer Eyiişleyen

yogabiz.pro

Bloga dön