Sağlıklı, mutlu, huzurlu, üretken bir hayat sürebilmemiz için, gündelik hayatımızdaki alışkanlıklarımızın hem bedenimizi hem de zihnimizi besleyebilmesi gerekli. Bedenimiz ve zihnimiz ayrılamaz şekilde birbirine bağlı. Bedenimizdeki rahatsızlıklar zihnimizi, zihnimizdeki rahatsızlıklar ise bedenimizi etkiliyor. Aynı şekilde olaya tersten bakmak da mümkün; Beden kendini güçlü, esnek hissettiğinde, zihin de güçleniyor ve esnek hissediyor, zihin esnemeyi, değişen durumlara göre kendini adapte etmeyi öğrendikçe, beden de bu olumlu hali deneyimliyor. Bu anlamda hayatımızda sağlıklı bir yaşam pratiği oluşturabilmemiz için aşağıda göreceğiniz 6 adımı atmamız önemli. Lafı hiç uzatmadan gelin bu adımlar neymiş, bir görelim:
-
Meditasyon yapın
Meditasyon yaparken sıkılıyor musunuz? İnanın bize bu çok kıymetli. Meditasyon yaparken aklınıza hep kötü düşünceler mi geliyor? Çok normal bir şey bu. Meditasyon yaparken hareket etmek, kaçıp gitmek mi istiyorsunuz? İlk başlarda tersi düşünülemez zaten… Tüm bu “
dertleri” çoğaltabiliriz. Sıkılmak, hareketsiz kalmakta zorlanmak, zihne durmadan yapmayı unutulan şeylerin gelmesi, bedenin çeşitli bölgelerinin ağrıması, vs. Galiba soru,n meditasyonun insana hemencecik huzur, mutluluk, sakinlik getireceğine dair piyasada dolaşan şehir efsanelerinde. İnanın bize meditasyonun böyle bir iddiası yok. Meditasyon nedir diye sorarsanız,
insanın kendisiyle tanışmaya vakit ayırması diye cevap verebiliriz. Düşünsenize, sessiz sakin bir yere çekiliyorsunuz, rahat ve uyanık olacağınız bir oturuşta kendinizi dinlemek için zaman ayırıyorsunuz. Meditasyon sırasında zihninizden geçen düşünceler işte bu yüzden kıymetli; onlar bize bizi anlatıyorlar. Gündelik hayatta, devamlı bir işlerle meşgulken ya da birileriyle konuşurken kendimizi biraz yalnız, kimsesiz bırakıyoruz aslında. Her gün yapacağımız 15-20 dakikalık meditasyon pratiği ile duygularımız, düşüncelerimiz kendilerini görünür kılıyor. Biliyoruz, bu söylemesi kolay ama yapması zor olabilecek bir pratik.
Çünkü çoğumuz kendimizle baş başa kalmaktan, bizi zorlayan düşünceler ve duygulardan kaçıyoruz.
Tam da bu yüzden sosyal medya bu kadar popüler hale geldi; bizi devamlı oyalayacak, üstünde çok da düşünmemize gerek olmayan, kısa kısa, hiç durmayan uyarıcılar aracılığı ile zorlandığımız anlardan, hallerden kolayca ve zevkli bir biçimde kendimizi “koruyoruz”. Ya da uyurken bile etrafta bir ses olsun istiyoruz, televizyonu açık bırakıyoruz. Meditasyon ise bedende, zihinde ve konuşma alışkanlığında net bir sessizlik ve hareketsizlik sunuyor bize; bu öneriden ilk başlarda rahatsız olmamız çok normal. Kendimize ve meditasyon pratiğine biraz zaman tanırsak bu sessizliğin sunduğu deneyim ile tanışabiliriz.
Uygulama Önerisi: Great Loom Podcast'te pek çok farklı meditasyon uygulaması var
-
Hareket edin
Hareket etmemiz gerekli, bu konu pazarlığa kapalı, onu bir söyleyelim ilk önce. Lakin hareket ederken, kilo vermek, güzel bir vücuda sahip olmak ya da sağlığa hemen kavuşmak için, bedeni hiç dinlemeden, bedeni çok zorlayarak hareket etmekten bahsetmiyoruz elbette. Hangi egzersiz türü olursa olsun, yaptığımız her şeyi bedenimiz aracılığı ile yaptığımıza göre hareket ederken bedenimizden gelen sinyallere kulak vermemiz çok önemli. Egzersiz yaparken bedeni zorlamak, inanıldığının aksine, beden için çok kötü sonuçları olabilir. Uygulamamızın sağlık tarihçemize uygun olması, bedeni hem güçlendirip hem de esnetmesi de oldukça önemli. Bir de ne önemli biliyor musunuz? Sevmemiz. Çünkü ancak sevdiğimiz, zevk aldığımız şeyler hayatımızda alışkanlığa dönüşüyor. İster yoga matının üstüne çıkalım, istersek kendimizi yürüyüş yapmak için parklara atalım, bedenimizi önemseyerek, düzenli olarak yaptığımız tüm egzersizler rahatlık, güç ve hafiflik olarak bize geri dönecektir.
-
Sağlıklı beslenin
Evet, gerçekten artık neyi yiyip, neyi yiyemeyeceğimizi bilemeyecek hale geldik. Etrafta bir sürü diyet, beslenme önerileri dolaşıyor; bugün ısrarla, mutlaka diye önerilen için ertesi gün “aman sakın yapılmasın” deniyor. Size burada bir diyet önerecek değiliz, sadece beslenme şekliniz ne olursa olsun uygulayabileceğiz bazı önerilerimiz olacak
- Paketli, hazır, karışık içerikli, uzun süre bozulmayan, aşırı şekerli ya da tuzlu ürünler tüketmeyin.
- Yemek yerken doyduğunuza zihniniz değil, mideniz karar versin. Yemek yeme sırası midenizle bağlantınızı kesmeyin.
- Yemek yedikten sonra enerjinize bir bakın; enerjinizin düştüğünü hissediyorsanız, yediklerinizi tekrar gözden geçirin. Yedikleriniz arasında, yeme saatinizde vs. sizin için uygun olmayan şeyler olabilir.
- Seviyorsunuz diye yedikten sonra sizi güçten düşüren, uykunuzu getiren, midenizi acıtan yiyecekleri tüketmekten vazgeçin.
- Beslenmeyle ilgili iç organlarınızın dinlenebilmesi için gece yemek yemeyin.
- Söylemeye bile gerek yok mevsiminde, mümkün olduğunca yerel, taze yiyeceklerle beslenin.
- Canınız hangi durumda, ne istiyor dikkatle izleyin. Yeme alışkanlıklarınız, hangi durumlarda yemek yemek istiyorsunuz, açlık duygusuyla aranız nasıl gibi sorular önemli sorular.
Beslenme alışkanlıklarımız bize canlılık veren, sağlıklı olmamızı sağlayan, sadece fiziksel bedenimizi değil, beyinsel, düşünme süreçlerimizi de etkilen çok önemli bir etkendir. Bu konuya kafa yormak bize misliyle beraber geri dönecek.
Seyretme Önerisi: Great Loom Instagram Reels bölümünde Seda Shambhavi ile Ayurvedik Sohbetler Okuma Önerisi: Mindful Yemek Yeme
-
Kendinize uygun bir yaşam rutini oluşturun
Bazen başımıza hiç beklemediğimiz bir şey gelir ve kendimizi muhteşem hissederiz, ayaklarımız yerden kesilir. Ve bazen de gelmez. Mutlu, huzurlu, canlı, neşeli bir hayat geçirmek için dışarıdan başımıza ayaklarımızı yerden kesecek şeylerin gelmesin bekleyemeyiz. Kendimizi nasıl mutlu, iyi, canlı, anlamlı hissedeceksen böyle bir hayatı kurmak, kendimize sunmak için emek vermeliyiz. Bu yolda karşımıza ufak tembellikler, ertelemeler, kendimizi umursamamak, kendimize vakit ayırmamak için bulduğumuz bir sürü bahane çıkabilir.
Tüm bu engelleri elinizin tersiyle bir yere itin ve kendinize şu soruyu sorun:
- Neler yaparak kendinizi iyi, sağlıklı, enerjik, anlamlı hissediyorsunuz?
Bazen farkına varırız ki, bir şeyi yaparken kendimizi iyi hissetsek bile, bittikten sonra enerjimiz azalır, sistemimiz çöküşe geçer. İşte bazı alışkanlıklar böyledir; yapmayı zevkli ve kolay buluruz bulmasına, ama sonrası iyi hissettirmez. Bu yüzden sağlıklı bir yaşam rutini oluşturmak zaman zaman alışkanlıklarımıza meydan okumayı getirebilir. Bizi sadece yaptığımız sırada rahatlatacak eylemler dışında, uzun vadede iyi, dengeli, sağlıklı hissettirecek bir rutini oluşturmak bu yüzden oldukça kıymetli.
-
Uykuyu önemseyin
Bazılarımız 7-8 saatlik bir uykuyu hayatlarından çalınan saatler olarak görüyor. Oysa tam tersi; sağlıklı bir uykunun hayatımıza yeni saatler kattığını bilimsel araştırmalar defalarca ispatladılar. Uykuya hazırlanırken yardımcı olacak bazı püf noktaları var, mesela:
- Uyumaya hazırlanırken çok tok olmayın
- Karanlık ve sessiz bir yerde uyuyun
- Uykuya geçmekte zorluk çekiyorsanız dikkatinizi nefesinize verin, nefes alışverişlerinizi takip edin
- Yatmadan önce yumuşak nefes pratikleri yapmak yardımcı olabilir.
Uygulama Önerisi: Youtube kanalımızda pek çok nefes çalışması sizleri bekliyor
-
Duygularınızı fark edin
Duygularımız bizim düşmanımız değil; en zorluları bile... Öfkemiz, kıskançlıklarımız, endişelerimiz aslında bizi bize anlatan hikayeler. Bizi zorlayan duygular ve düşünceler ortaya çıktığında hemen, aceleyle reaksiyon göstermek yerine ilk önce dikkatinizi nefesinize verin. Zorlu duygular karşısında hemen tepki göstermek ya da bu duygularla baş başa kalmamak için dikkatimizi ve “kafamızı” dağıtmak genelde alışkın olduğumuz davranış biçimi ama
gelin bu sefer farklı davranalım. İçimizden bize doğru yükselen seslere, isyana, endişeye kulak verelim,
onları duyalım. Belli bir duyguya kapıldığımızda bedenimizdeki
hisler, duyumlar nasıl fark edelim. Aynı şekilde mutlu, neşeli, canlı hissettiğimizde, bedenimizdeki hislere ve duyumlara. Tanıklık edelim, onların keyfini çıkaralım. Bu anlardan kaçmayalım, hayatı deneyimlemek bu anlarla mümkün.
Çağla Güngör
Yin Yoga ve Mindfulness Öğretmeni