Anti Aging Yoga: Yoganın beden kimyasına etkisi

Anti Aging Yoga: Yoganın beden kimyasına etkisi

Yogaya başlamanızın çok çeşitli nedenleri olabilir… Ortopedik ya da psikolojik beklentiler bu nedenlerin neredeyse iki ana başlığıdır. Yoga ile ilişkiniz ilerledikçe, eşinizden dostunuzdan şunları duymaya başlarsınız: “Boyun mu uzadı senin? Yüzüne bir renk gelmiş sanki… Çok iyi görünüyorsun, gözlerinin içi parlıyor; cildin ne kadar sağlıklı görünüyor; kilo vermiş gibisin ama çok sağlıklı görünüyorsun, yakışmış… Ne güzel enerjiksin ya, gençleşmişsin sen, yani zaten gençtin de böyle değişik bir hava gelmiş sanki…” Bu cümleler çeşitlenir gider…
  Yoga yapmadan önce bir duvara yaslanıp başınızın tepesinden duvara küçük bir işaret koyun… Bunu bir de yoga sonrası yapın. Bakın bakalım bir fark var mı? Belki yogaya başladıktan sonra kilonuz aynıdır ama eklemleriniz açılır ve duruşunuz düzelir. O dik ve doğru duruş sayesinde boyu uzamış, kilo vermiş görünürsünüz. Aslında sağlıklı, doğal duruşunuzdur o. Bunlar yoganın kas ve iskelet sistemimizi doğrudan etkilediğini gösteren sonuçları. Bir de endokrin sistemimizi etkilediği, iç organları stimüle ettiği, doğru nefes alış-verişler sayesinde kan dolaşımını canlandırdığı, kanı oksijenlendirdiği için cildimiz parlar, uykumuzun kalitesi artar ve buna bağlı olarak bağışıklık sistemimiz güçlenir, kendimizi neşeli ve enerjik hissetmeye başlarız. Yoganın anti aging etkilerine biraz daha yakından bakalım…

Sağlıklı kemik yoğunluğu

Yaşımız ilerledikçe kemik yoğunluğumuz azalmaya başlar. Yoga, kemikleri ve kasları güçlendirir, beden farkındalığını geliştirir. Özellikle birinci savaşçı, ikinci savaşçı, genişletilmiş yan açı pozları kalça ve bacaklardaki kemiklerin güçlenmesini destekler. Ağaç pozu, üçüncü savaşçı, yarım ay gibi ayakta denge duruşları da yerçekimine ekstra bir dirençle birlikte ayak parmaklarından ayak bileklerine, diz bağlarına, kalça bağlarına kadar, bedenin özellikle alt kısmındaki kemikleri güçlendirir. Omurga içinse özellikle burgular, geriye bükülmeler ve öne kapanmalar destekleyici olacaktır ancak eğer hassasiyet varsa ve hali hazırda kemik erimesi gibi bir durum söz konusu ise mutlaka doktora başvurmalı ve asana pratikleri bir uzman eşliğinde yapılmalıdır.

Genç eklemler

El ve ayak parmakları, dizler, dirsekler, günlük çekilen ağrıların merkezi haline gelebilir. Yaş ilerledikçe eklemlerde iyice artan ağrılara yoganın iyi geldiği, artık kanıtlanmış durumda. Son araştırmaların sonuçları; düzenli yoga yapmanın eklem sağlığını koruduğu yönünde. Asanalar (yoga duruşları) sayesinde eklemlerin etrafındaki kaslar güçlenir. Örneğin, kalça kaslarınız, bacak arkasındaki ve önündeki kaslarınız güçlüyse dizleriniz daha iyi korunur ve rahat eder. Eklemlerinizi korumak ve genç tutmak için size önerimiz, eklem yogasını pratiklerinize dahil etmeniz ve bunu düzenli hale getirmeniz.
Uygulama Önerisi: Eklemler için bire bir Pawanmukta Serisi

 

İç organlardan cilde uzanan gençleşme

Etkili ve doğru nefes alışverişler ile uygulanan asana pratikleri; iç organlarımızı, sindirim sistemimizi, boşaltım sistemimizi, hormonal sistemimizi ve bunların sağlıklı çalışıp çalışmadığını aynalayan cildimizi, olumlu yönde etkiler. Örneğin yoga bilgesi Svatmarama, Hatha Yoga Pradipika adlı eserinde (çev. Bora Ercan), dilin kıvrılıp üst damağa yerleştirilesiyle uygulanan kechari mudra’yı detaylı bir şekilde anlatır ve şöyle der:
“Kişi diliyle sürekli sinüs boşluğuna dokunursa ağız salgısında tuzlu, kekre, asitli bir tat oluşur. Bu tat süt, ghee ve bala benzer. Böylece tüm hastalıklar, yaşlılık ortadan kalkar.”
Pradipika’yı Türkçeye kazandıran Bora Ercan, uygulama için şu açıklamayı yapar:

“Hipofiz ve tiroid bezleri bu pratikte uyarılır. Tiroid metabolizmanın düzenlenmesinden sorumlu bir bezdir. Diğer salgı bezlerinden depolama özelliğinden dolayı ayrılır. Simgesel olarak, bu ölümsüzlük iksiriyle anlatılmak istenen bu olmalıdır. Bu salgı bezi kandan iodine alır ve onu yoğunlaştırırak iki yaşamsal hormonun sentezinde kullanır: T3 (triodothyronine) ve T4 (thyroxine). Bunlar metabolik olarak aktiftir. Svatmarama’nın (o dönem yogilerinin) endokrin sistemine bu denli hâkim olması insanda hayranlık uyandırıyor…”

Yine Pradipika’da mula bandha (kök kilidi) ve uddiyana bandha’nın (karın kilidi) geçtiği bölümlerde, bu kilitleri uygulayan kişilerin gençleştiği yazar. Burada sihir ya da büyüden söz edilmez elbette. Bu çalışmalar bir uzman eşliğinde doğru bir şekilde uygulandığında, bedenin kimyası diyebileceğimiz, hormonların salgılandığı bezleri etkiler.

Asanaların etkisi içten dışa yansır...

Örneğin öne eğilme duruşu olan paschimottanasana, karın bölgesini ve bağırsakları sıkıştırarak gaz salınımına yardımcı olur. Bu da yogada apana denen çökkün enerjilerin, toksik ve artık bedene hizmeti olmayan salgıların, dışkıların atılması demektir. Deve duruşu denen ve bir geriye açılma olan ustrasana sayesinde de mide ve bağırsak bölgesi esner, sıkışan zehirli gazlar serbest kalır, sindirim düzenlenir, endokrin bezleri uyarılır, sırtı güçlenir ve omurganın esnekliği artar. Derin bir burgu olan ardha matsyendrasana da karın organlarına masaj yapmaya yardımcı olur, üst göğüs bölgesini açar ve genişletir. Bağırsakları rahatlatır, karaciğeri stimüle eder, toksinlerin atılmasını destekler ve omurgayı esnetir. 

Sağlıklı kan dolaşımı

Pranayama ile doğru nefes alışverişler ve asanalar, bandha'lar, mudra'lar ile iç organlara nüfuz eden, hormon bezlerini aktive eden fiziksel uygulamalar kan dolaşımını da canlandırır, kanın oksijenlenmesi sağlar. Sağlıklı kan dolaşımı, sağlıklı kalp demektir. Bu da uyku kalitemizden iç organlara ve cilt sağlığımıza çok yönlü bir etki sağlar. Örneğin kapalabhati gibi arındırıcı nefes çalışmaları, akciğerlerdeki bayat havayı atmaya yardımcı olurken taze havanın içeriye dolmasını sağlar. Bu pranayama tekniği her gün iki dakika kadar 40’ar nefeslik setlerle uygulanabilir.
Uygulama Önerisi: Arınma Nefesi
Yaşımız ilerledikçe esnekliğimizi, cildimizin elastikiyetini, omurga mobilitesini yitirmeye başlarız. Sağlıklı ve iyi yaş almak ise nasıl bir hayat sürdüğümüzle doğrudan ilişkili. Nasıl nefes alıyoruz, nasıl besleniyoruz, nasıl hareket ediyoruz, nasıl uyuyoruz, duygu ve zihin durumumuz nasıl… İşte tüm bunlar ilerleyen yaşlarımıza ayna olacak en önemli faktörler. Yoga, ayurveda bilgisiyle beslenme sistemimizi, pranayama ile nefesimizi, yogasana'lar, bandha'lar (bedende uygulanan kilitler), kriya'lar (temizlik teknikleri), mudra'lar (fiziksel mühür) ile fiziksel bedenimizi, meditasyon ile zihnimizi düzenler. İnsana bütüncül bir şekilde yaklaşır, uygulamaların hiçbiri tek başına düşünülemez… Swami Satyananda Saraswati der ki “Yoga, unutulmaya yüz tutmuş eski bir efsane değildir. Günümüzün en değerli mirasıdır. Bugünün ve yarının kültürünün temel ihtiyacıdır.”  

Nilüfer Eyiişleyen yogabiz.pro


Bloga dön