Neden bazı insanlar kolayca hastalanır da, bazıları her şeye rağmen hastalanmaz ya da hastalansa bile kolay atlanır? Özellikle bu soruyu Covid-19 virüsü ile yaşamaya çalıştığımız bugünler de çok sık soruyoruz.
Cevaplardan biri bağışıklık sistemimiz…
Bağışıklık sistemimiz, bedenimizin bizlere sunduğu bir hediye adeta. Tarih boyunca insanlığın başına onlarca kez büyük salgınlar, sebebi bilinmeyen aniden ortaya çıkan bulaşıcı hastalıklar geldi. Salgınlara, bulaşıcı hastalıklara yönelik ilaçlar, korunma yöntemleri, aşılar geliştirildi ama elimizde elinde müthiş büyük bir koz daha var;
bağışıklık sistemimiz. Wikipedia’da bağışıklık sistemini kısaca şöyle anlatıyor:
Bir canlıdaki hastalıklara karşı koruma yapan, patojenleri ve tümör hücrelerini tanıyıp onları yok eden işleyişlerin toplamıdır.
Elbette bağışıklık sistemi bundan çok daha fazlası ve derini. Ama bizlerin bilmesi gereken şey, içinde bulunduğumuz çevresel koşullar, yakalanmamız muhtemel hastalıklar ne olursa olsun, güçlü bir bağışıklık sistemi ile kendimizi koruyabiliriz, iyileşmemizi kolaylaştırıp, hızlandırabiliriz. Kendimize sağlıklı uykudan, iyi beslenmeden oluşan hareketli ve sigarasız bir hayat kurduğumuzda, fiziksel ihtiyaçlarımızı karşılanması açısından önemli bir adım atmış oluyoruz.
Bedenimizin fiziksel ihtiyaçları pazarlık yapabileceğimiz bir konu değildir.
Uykusuz kaldığımızda, kötü beslendiğimizde, kendimizi sigara dumanına boğduğumuzda, hareketsizlik, susuzluk hayatımızda yer ettiğinde bağışıklığımız elinde sonunda düşecektir; burası çok net. Bağışıklığın düşmesi demek ise, her türlü hastalığa kapımızın açık olması demek. Düşük bir bağışıklık sisteminde, genetik olarak hangi bölgemiz zayıfsa, orada sorun yaşamaya başlarız. Bedenin fiziksel ihtiyaçlarını görebilmek ve bu ihtiyaçları “umursamak” aslında kendi kendimizin ebeveyni olmak gibidir; insanın kendisini koruyup kollaması, kendine karşı öz sevgi geliştirmesi de bağışıklık sistemini güçlendiren bir çalışmadır. Bağışıklık sisteminde fiziksel ihtiyaçları sağlıklı bir biçimde gidermek kadar psikolojik anlamda da kendimizi koruyup kollamamız ve desteklememiz elzemdir. Kronik stres, kaynağına inilmeyen psikolojik sorunlar, umursanmayan yorgunluk, vs. bağışıklık sistemimizi aşağıya çeken faktörlerden bazıları. Fiziksel olarak kondisyonumuz iyi olsa da bu tür psikolojik etmenler, hiç beklemediğimiz anlarda bağışıklığımızı yerle bir edebilir.
Yoga ise hem hareketlerinin bedende yarattığı etki, hem nefes çalışmaları, hem de meditasyon pratiği ile bağışıklığımızı desteklemek ve güçlendirmek için çok sağlam bir kaynak sunuyor bize.
Kökeni neredeyse 5000 yıl önceye dayanan yoga sağlıklı bir hayat sürmemiz için çok önemli bir kaynak. Bu kaynağa baktığımızda üç önemli ayak görürüz:
- Fiziksel hareketler
- Nefes çalışmaları
- Meditasyon çalışmaları
Uygulama Önerisi: Yazıda bahsettiğimiz tüm uygulamaları Great Loom Youtube kanalında bulabilirsiniz
Bir yoga dersi de aslında bu çok kıymetli üç aşamadan oluşur; beden yoga pozları aracılığı ile güçlendirip, esnetilir, bu hareketler sırasında nefesin burundan alınıp burundan verilmesine dikkat edilir ve zaman zaman bazı nefes teknikleri kullanılır. Zihnin odağı ise günlük olaylardan, sıkıntılardan uzaklaştırılıp bedende ve nefeste tutulmaya özen gösterilir.
Yogayı yoga yapan, fitness’tan, cimnastikten ayıran da yoga pozları, nefes ve meditasyon pratiklerinin oluşturduğu beraberliktir.
Gabor Mate, Bessel von der Kolk, Jon Kabat Zinn gibi tıp kökenli batılı yazar ve spiritüellerin de üstünde önemle durdukları gibi yoga bedenimizle, nefesimizle, zihnimizle bağ kurmamız, onu dinlememiz ve anlamamız için olağanüstü bir kaynak. Yukarıda adını andığımız bilim insanları gibi pek çok uzman öfke, derin üzüntü, hayal kırıklığı, bitmeyen yas, kendini hayattan izole hissetme gibi psikolojik sorunların bağışıklığı nasıl yerle bir ettiğini ve bünyemizi kanser, astım gibi ciddi sonuçlara sebep olacak hastalıklara açık hale getirdiğini çok satan listelerinden inmeyen kitaplarında anlatıyorlar. Yoganın beden, zihin ve duygu dünyamız üstünde hayranlık uyandırıcı bir gücü var. Peki, yoga ile neler yapabiliriz? Gelin beraber buna bir bakalım
Seyretme Önerisi: Yogada Arınma Teknikleri
-
Fiziksel hareketler
Yoga duruşlarının önemli iki özelliği vardır; bedenimizi güçlendirirken, aynı zaman da esnetirler. Çağımızın en önemli sorunlarından biri insan hayatının artık çok hareketsiz bir hale gelmiş olması. Bedenimiz ise bu hareketsizlikten resmen acı çekiyor; çünkü o hareket etmek üzere tasarlanmış. Hareketsiz bir yaşam aslında güçten düşmüş bir beden demek; kasların eridiği, eklemlerin kireçlendiği ya da hareket kabiliyetini kaybettiği, fasya dokusunun katılaştığı birbirine yapıştığı, organların yağlandığı… Yoga pozları ise bedeni içten dışa, dıştan içe yeniler, tazeler, besler. Dengeli bir yoga dersinin içinde bedeni hem güçlendiren hem de esneten pozlar olacağı için özellikle şu poz bağışıklığa iyi gelir demek doğru olmaz. Her gün uygunluğumuza göre yapacağımız
“Güneşe Selam” serisi bedenimizi baştan aşağıya ısındıracak ve çalıştıracaktır.
Kalp ve
kalça açıcılar, savaşçı pozları, denge duruşları, ters duruşlar, çevrilme pozları, kol dengeleri gibi asanaların hepsinin bedende yeri ayrıdır ve tüm vücut sistemlerimiz için çok sağlıklıdır. Kişinin kendi sınırlarına saygı duyarak, kendini fazla zorlamadan düzenli bir şekilde yoganın asana bölümünü uygulaması beden için adeta şölen gibi olacaktır. Yogada önemli olan kasların dışarıdan görür olması değil, iç bedenindeki tüm bileşenlerin tazelenmesi ve yenilenmesidir. Hareketsiz bir yaşam, yetersiz ve düşük bir bağışıklık sistemine açılan kapı gibidir adeta. Bu yüzden her gün beş, on dakika bile olsa, gerekirse sandalye üstünde bile hareket edelim.
İnceleme Önerisi: Dünyanın en iyi yoga matları Great Loom markası altında
-
Meditasyon
Bessel von der Kolk “Beden Kayıt Tutar” isimli kitabında yaşadığımız her türlü tatsız olayın bedenimizi ve psikolojimizi ne kadar derinden etkilediğini hem kendi klinik tecrübelerinden hem de bilimsel araştırmalar aracılığı ile anlatıyor. Gabor Mate
“Vücudunuz Hayır Derse-Duygusal Stresin Bedelleri” adlı kitabında, çözümlenmemiş psikolojik sorunların, kronik stresin tüm sistemi nasıl çökerttiğini uzun uzun vakalar aracılığı ile anlatıyor. Kronikleşmiş sorunlarımızla sağlıklı bir biçimde yüzleşebilmemiz ve onlarla başa çıkabilmemiz için her iki yazarın da önerdiği yöntemlerden biri meditasyon ve yoga pratiği. Pek çoğumuz için meditasyon yapmama sebeplerinden biri pratik sırasında aklımıza düşünmek bile istemediğimiz anılarımızın, sıkıntılarımızın üşüşmesi, ama işte meditasyon yapmak sırf bu yüzden çok önemli. Gündelik hayatımızda çok çeşitli yöntemlerle dikkatimizi, çözüm bulamadığımız dertlerimizden, sıkıntılarımızdan, bizi kolayca tetikleyebilen travmalarımızdan farklı bir yöne çekebiliriz.
Huzura ulaşamayan iç benliğimiz ise dikkatimizi çekebilmek için elinden geleni yapar.
Çoğu zaman da çareyi hastalık ile kendini göstermekte bulur. Meditasyon pratiği ise iç benliğimiz, iç sesimizle buluşmamızı sağlar. Meditasyon adeta “evimizi” köşe bucak temizlemek gibidir. Yatak altında öbekleşmiş tozları, tavanda birikmiş örümcek yuvalarını temizlemek gibidir meditasyon yapmak. Meditasyon yaptıkça, gizli, saklı neyimiz var neyimiz yok bizim için görünür hale gelir. İşte burası iyileşmenin başladığını yerdir. Meditasyon pratiklerimiz klasik terapi seanslarımızı da olumlu anlamda etkileyecektir. Mutsuz, hayattan tatminsiz olduğumuzda, kendimizi gerçekleştiremediğimizde, geçmişte başımıza gelen tatsız olayları hazmedemediğimizde bağışıklık sistemimiz zayıflayabiliyor. Tıpkı fiziksel bedenimizi olduğu gibi duygusal habitatımızı da desteklemeli canlandırmalı ve iyileştirmeliyiz. Sistemimiz, fiziksel bedenimiz ve ruhsal durumumuz olarak bölümlere ayrılmıyor. Sistemimiz bir bütün; fiziksel sağlığımız psikolojimizi, psikolojimiz de fiziksel sağlığımızı etkiliyor, iyileştiriyor ya da kötüleştiriyor.
Uygulama Önerileri: Meditasyon teknikleri için Podcast bölümümüzden yararlanabilirsiniz
-
Nefes çalışması
Yoganın bize sunduğu nefes çalışmaları sayesinde özellikle akciğerleri etkilen Covid-19 virüsünün etkisini aza indirebiliriz. Nefes çalışmaları sayesinde akciğer kapasitemizi ve hücrelerimizdeki oksijen miktarını arttırabiliriz. Doğru bir nefes alımı burundan alınıp burundan verilme ile gerçekleşir.
- Eğer nefes alırken ağzınız devreye giriyorsa, geç olmadan bir uzman eşliğinde diyafram nefesini öğrenmenin çok faydalı olacaktır.
- Bağışıklık sistemimiz için en önemli gereksinim oksijendir. Kandaki oksijen artışı ile t hücresi üretimi artar. Düzenleyici t hücreleri bağışıklık sistemi dengesini korur.
- Diyafram nefesi sinir sistemimizi dengeler, akciğer kapasitemizi arttırır, sistemimizi sakinleştirir.
-
Arınma nefesi gibi nefes çalışmalarının vücudu toksinlerden temizlenmesi, dolaşım sistemini hızlandırması, solunum kapasitesini arttırması gibi pek çok faydası vardır.
Diğer nefes teknikleri için Great Loom Yotube kanalımızı ziyaret edin.