Baharda Ağaç Elementi Egzersizleri

Baharda Ağaç Elementi Egzersizleri

Doğanın müthiş bir döngüsü var. Mevsimler şaşmaz bir ahenk içinde birbirini takip ediyor… Her mevsim sanki hayatımızın bir evresi; kendine has yasaları, kuralları, gelişim dönemi, psikolojisi var. Her mevsimin bir hikayesi var. Bu hikayeleri yan yana getirdiğimizde, adeta bir bulmaca yaparmışçasına parçaları birbirine eklediğimizde bütüne ulaşıyoruz. Bu bütüne “Hayat” diyebilirsiniz… Yaşam… Ya da “Hayatım”… Fark etmez...
Her bir mevsim, bizlerin mutlu, tatminkar, neşeli, dengeli, üretken, kendini bütünün bir parçası olarak gören bir yetişkin olabilmemiz için duraklar sadece. Kendimize mevsimleri şaşmaz döngüsünü rehber kıldığımızda, bütün olmanın, doğanın bir parçası olurken kendimize has sesi bulmanın o gizemli ve cezbedici yolculuğuna çıkıyoruz aslında…
Hayatta her şey değişir, her durum, her duygu, her koşul… Yıkılmaz sandığımız yönetimler değişir, hiç bitmeyecek sandığımız aşklar biter, hiç geçmeyecek sandığımız acılar diner… Ama Doğu öğretisi diyor ki, “Hayatta değişmeyecek tek şey var, mevsimlerle ete kemiğe dönüşmüş Beş Element Döngüsü”… Beş Element Döngüsünü anladığımızda aslında, hayatının şifrelerini de yavaş yavaş anlıyoruz.
Beş Element Döngüsü bedensel, zihinsel, ruhsal sağlığımızı anlayabilmemiz, iyileştirebilmemiz, dengeli bir hale getirebilmemiz için çok pratik ve zengin bir kaynak.

Ağaç, Ateş, Toprak, Metal, Su: Beş Element Döngüsü

Yeryüzündeki her şeyi beş element başlığı altında kategorilere ayırabiliriz. Her bir element bir mevsime denk gelir:
  1. Ağaç Elementi- İlkbahar
  2. Ateş Elementi- Yaz
  3. Toprak Elementi- Pastırma Yazı
  4. Metal Elementi- Sonbahar
  5. Su Elementi- Kış
Geleneksel Çin tıbbına göre kişinin element döngüsündeki herhangi bir dengesizlik fiziksel veya mental rahatsızlıklara sebep olur. Nasıl mevsimler birbirleri takip edip, tamamlıyorlarsa, elementler de birbirlerini takip edip tamamlarlar. Her mevsimde, her şey, olması gerektiği kadar olmalı; ne eksik ne fazla…Çok yağmur yağarsa toprak akar gider, kuraklık olursa toprak beslenemez, doğa can bulamaz. Doğada her şey ince bir dengededir, küçücük bir şeyde dengenin bozulması domino etkisi yaratarak tüm sistemde bozulmaya yol açar. Şimdi gelin bahar mevsimine yani Ağaç Elementine bakalım. Tahta Elementi olarak da bilinen Ağaç Elementi canlanmanın, filizlenmenin, kış uykusundan uyanmanın dönemidir. Kış mevsiminde yaprakları dökülmüş, dalları kurumuş ağaçların yaprakları yeşermeye, dallardaki tomurcuklar kendini göstermeye başlar. İlkbahara girerken bir ağacı gözlemlemek bile mevsimlerin, doğadaki döngünün gücünü ve mucizesini bize göstermeye yeter. Her geçen gün ağaçlardaki küçük tomurcuklar artar, ağaç hem kuru dalları hem de çiçek açmış dalları aynı kökte barındırır. Hava hala serindir ama günler uzar, ısıtmasa bile güneş pırıl pırıldır.
İlkbahar mevsimi yani Ağaç Elementi yeni başlangıçlara, hayatın canlanmasına, dışarı dönmeye, yaşamlarımızın çiçek tomurcukları gibi açmasına ev sahipliği yapar. Gelişmek, serpilmek, kabuğundan çıkmaya hazırlanmak, yüzünü dış dünyaya dönmek bu dönemin dinamikleridir.
Nasıl ağaçlar çiçek açıyorsa, bizim de belki hayata geçirmek istediğimiz projelerimiz tomurcuklanmaya başlar. Ağaç Elementi, kış mevsimi yani Su Elementi “Büyük Yin”den çıkış, yaz mevsimi yani “Büyük Yang”a girmeden önce yumuşak bir duraktır. Kış mevsiminden aniden yaz mevsimine geçtiğinizi düşünsenize…Nasıl afallarız… Bizler hem bedenen hem de zihnen, kış-yaz, yani, yin-yang arasında bir hazırlığa ihtiyaç duyarız: İşte bu ihtiyacın vücut bulmuş hali ilkbahar, Ağaç Elementidir.
Okuma Önerisi: Beş Element Döngüsü ve Ruh Hallerimiz

Ağaç Elementinde yapabileceğimiz ruhsal ve fiziksel egzersizler:

  1. Su Elementinize bakın.
Her element birbirini takip eder, besler ya da zayıflatır. İlkbahar öncesi kış mevsimi Su Elementidir. Su elementi, içe dönmeyi, kendini bedenen ve ruhen derin bir dinlenmeye (kış uykusuna) almayı, enerjiyi mümkün olduğunca az harcamayı gerektiren bir dönemdir. Eğer bu dönemde ihtiyaç duyduğunuz şekilde, sağlıklı bir biçimde dinlenememişseniz, bahar mevsiminde canlanmaya gücünüz olmayabilir. Burada “dinlenmek” derken hem fiziksel olarak bedeni dinlendirmekten hem de zihinsel olarak huzurlu, sakin, yavaş bir akış halinde olmaktan bahsediyoruz.
  • Kış dönemini nasıl, hangi duygularla, nasıl bir yaşam temposunda geçirdiniz?
  • Dinlenmeye, kendinize dönmeye, kendinizle vakit geçirmeye zaman ayırabildiniz mi?
  • Kendi “yin döneminize” çekilebildiniz mi?
Modern yaşam temposu maalesef her mevsimi aynı tempoda yaşamamıza neden oluyor. Ama bedenimizin o derinlerdeki benliği doğanın akışına uyumlanmaya ihtiyaç duyuyor. Bu yüzden her mevsimde bedenen ve zihnen hissettiklerimiz farklıdır. Eğer bahar mevsimine girilmesine rağmen yorgun hissediyorsanız gün içinde meditasyon pratiğine vakit ayırın, yumuşak hareketlerle bedeninizi esnetmeye özen gösterin. Bedeni canlandırmak için Tapping Qigong pratiklerini araştırabilirsiniz. Bedenimizin belirgin yerlerine hafif hafif vurarak canlandırma çalışması olan “tapping” bedenimizdeki Chi akışını yumuşak ve kolay bir biçimde canlandırır. Qigong pratikleri de yorgun bedeni ve zihni mükemmel bir biçimde Ağaç Elementindeki canlanmaya hazırlar.
İnceleme Önerisi
  1. Doğayı gözlemleyin, doğada olmaya vakit ayırın.
Doğayı gözlemlemeye vakit ayırdığımızda önümüze hiçbir televizyon dizisinden alamayacağımız zevkli bir dünya açılacak. Parklarda gezin, deniz kenarında oturun, gökyüzüne bakın. Toprağın, ağaçların, çiçeklerin, denizin rengini, kokusunu fark edin. Isıyı fark edin.
Mümkünse kendinize bir ağaç belirleyin. Her gün sabah ve akşam aksatmadan o ağacı gözlemleyin. Göreceksiniz ki, sabahtan akşama kadar geçen sürede bile açan çiçekler artmış. Kuru dalların yavaş yavaş yeşermesi, çiçek açması hayatımız için de müthiş bir ilham olacaktır bize. Bir ağacın kuru dallardan yemyeşil bir hale gelmesi her şeyin geçici olduğunu ispatı aslında. Ve çiçek açmak için bazen kupkuru kalmamız gerektiğinin…
 
İnceleme Önerisi:
  1. Bedeninizi harekete bırakın.
Geleneksel Çin tıbbına göre yaşam enerjisi Chi bedende meridyenler aracılığı ile dolaşır. Meridyenleri kan damarları gibi düşünebiliriz. Temel on iki meridyen vardır ve yin&yang meridyen çifti olarak beraber çalışırlar. Her elementin de bir meridyen çifti vardır; Ağaç Elementinin meridyen çifti karaciğer ve safra kesesi meridyenidir. Meridyen Teorisini temelli yin yoganın karaciğer ve safra kesesi temalı dersleri bahar aylarında bedenimizin tüm katmanlarını canlandıracaktır. Yin yoga ve hatha yogada kalça açıcılar, burgular, iç bacak çalışmaları Ağaç Elementi egzersizleridir. Yoga dışında zıplamak fasya dokumuzu canlandırıp güçlendirirken, gönlümüzce dans etmek de tüm bedeni zevk alacağı bir akışa sokacaktır. Ağır, hareketsiz bir kış geçirmişseniz hafif hafif hareketlenmeye başlayabilirsiniz.
Uygulama Önerisi: Kalça Açıcı Yin Yoga Dersi
https://www.youtube.com/watch?v=MfglEumqc7w&t=312s  
  1. Beslenmenizi gözden geçirin.
Her elementin ilişkide olduğu yin ve yang organlar vardır; meridyenler de isimlerini zaten bu organlardan almışlar. Ağaç Elementinin organları karaciğer ve safra kesesidir. Evet, karaciğer ve safra kesesinin aklımıza getirdiği ilk şey detoks, arınma, temizlenme… Kış mevsiminde vücudumuz belki biraz hareketsiz kalmış, karbonhidratı fazla kaçırmış olabilir. Bahar mevsimini vücudumuzun hissedebilmesi için yediklerimizi hafifletmek önemli.
  • Ekşi tatlara yemeklerimizde yer açmak,
  • Hafif sebze yemeklerine ağırlık vermek,
  • Mevsim geçişlerinde bağışıklığımızı güçlendirecek yiyeceklerden yararlanmak,
  • Bol su içmek,
  • Tuzu azaltmak,
  • Kahve, alkol, enerji içeceği gibi sempatik sinir sistemini uyaran içecekleri olabildiğince azaltmak
  • Bağışıklığı baskılayan şekeri olabildiğince azaltmaya çalışın.
Mevsimlere, Beş Element Döngüsüne göre yaşamak yüzümüzü Doğa’ya dönmek demek aslında. Unutmayalım ki biz hiç farkında olmasak bile Doğa tüm varlığı, döngüleri, ihtiyaçları ile zaten içimizde, bizimle beraber. Hayatlarımızı için Beş Element Döngüsü ile yaşamak aslında kendi derin sesimize ve ihtiyaçlarımıza kulak vermek demek.  

Çağla Güngör

Yin Yoga ve Meditasyon Öğretmeni

 
Bloga dön