İnceleme Önerisi: Kendini dinlemenin en güzel yolu, yogaSorumuzu anlamsız bularak, “Bu nasıl soru böyle?” diye karşı bir soruyla cevap verebilirsiniz. “O anda nasıl düşünmem gerekiyorsa öyle düşünüyorum.” Vikipedia, ‘düşüncenin’ sözlük anlamını şöyle açıklamış: -Soyut bir nesnenin insan zihninde oluşturduğu faaliyet. Soyut bir nesnenin yanına dış uyarıcıları da ekleyebiliriz. Yani, “Düşünce, soyut bir nesnenin veya dış uyarıcıların insan zihninde uyandırdığı faaliyetlerdir”, diyebiliriz. Konuştuğumuzda ve yazdığımızda düşüncelerimiz ağzımızdan kelimeler, cümleler aracılığı ile çıkıyor. Zihnimizden geçerken ise, kelimeler ile vücut bulsa da, bazen de belli belirsiz imgeler, anılar, fotoğraflar ile ifadesini bulabiliyor. Soyut bir nesne ya da dış uyarı etkisini bazen de zihinsel bir faaliyet olarak değil de tamamen bedensel hisler olarak deneyimleriz. Mesela aklımızdan bir şey geçer, midemize krap girer ya da içimiz kıpır kıpır olur. Düşünceye karşı bir başka konu şu ki, çoğumuz zihnimizden geçen tüm bu “zihinsel faaliyetleri” yani düşünceleri doğru olarak kabul ederiz. Mesela çok sinirlendiğimizde zihnimizden “İyice bağır ki, kime bulaştığını iyice görsün, seni ezemeyeceğini bir güzel anlasın” diyen sesi o anda yapmamız gereken şeyi kulağımıza fısıldayan fikirlerine güvendiğimiz sağlam bir dost gibi görürüz. Ya da bir kafede tek başına keyifle kahve içerken, yan masada gülüşen bir çifti görüp “Böyle giderse tek başına yaşlanacaksın”, diyen ses de bizim için adeta her dediği doğru çıkmış çok ünlü bir kahin gibidir.
İnceleme Ürünü: Zihni sakinleştiren Mini Zen Bahçesiİşin daha da tuhafı düşüncelerimiz zihnimizden bazen gümbür gümbür, kendilerini belli ede ede, izlerini etrafa bıraka bıraka geçse de, bazen de saniyenin yarısı kadar öyle bir ışık hızı ile geçiyorlar ki her neyse düşündüğümüz o şey artık, fark etmiyoruz bile. Gelin görün ki biz fark etmesek bile sistemimizde yani zihnimizde, bedenimizde, ruhumuzda iz bırakıyor; sadece bizim bilinç düzeyimizde olmuyor. Zaman zaman sebebini anlayamadığımız iç sıkışmalarımız, kendimizi kötü hissetmelerimiz ya da bazen durup dururken kendimizi iyi hissetmeye başlamamızın altında belki de böyle bir düzenek yatıyor.
Günlük hayat koşturması, iş ve özel yaşamımızdaki sorumluluklarımız ise, bizi hem bedensel hislerimizden hem de zihinsel süreçlerimizden koparıyor.Saatlerce bilgisayar karşısında oturmanın kalça eklemimizi ve omurgamıza ne hale getirdiğini nasıl fark etmiyorsak, zihnimizden o ya da bu şekilde geçen düşünceleri de fark etmiyoruz. Hani bazen hayatımızın kontrolünü kaybetmiş gibi hissederiz ya, belki böyle bir şeydir insanın hayatının kontrolünü kaybetmesi; zihninden geçen düşüncelerden, bedeninde oluşan hislerden tamamen habersiz olmak. Peki düşüncelerimizle ve hislerimizle nasıl tanışırız diyorsanız, okumaya devam edin.
-
Farkındalık çarkı meditasyonu yapın
Uygulama önerisi: Farkındalık Çarkı Meditasyonu
-
Günlük hayatınızda küçük küçük farkındalık molaları verin
- Gün içinde aklınıza geldikçe birden durun ve tam o anda ne düşündüğünüzü inceleyin. Meşgul olduğunuz iş ile düşünceleriniz birbirini tutuyor mu?
- Birine sinirlendiğinizde, öfkelendiğinizde göstereceğiniz tepkiyi bir iki dakika erteleyin ve zihninizden geçen düşünceleri bir bakın; böyle bir anda düşünme sisteminiz nasıl işliyor?
- Sosyal ilişkiler içindeyken kendinize bir iki dakika zaman ayırın; nasıl hissediyorsunuz? Tam o anda ne düşünüyorsunuz?
- Aniden içinizi bir hüzün, sevinç ya da başka herhangi bir duygu kapladıysa dikkatinizi zihninize getirin, ne düşünüyorsunuz? Peki bu düşünceden önce ne düşünüyordunuz? Ya ondan önce, ondan da önce?
Podcast Önerisi: Dağınık Zihin
-
Kelimelerle ve renklerle oynayın
Çağla Güngör
Yin Yoga ve Mindfulness Öğretmeni