Yapılan tüm araştırmalar bize net olarak şunu söylüyor: -Fiziksel egzersiz yapmak beyin fonksiyonlarının üstünde olağanüstü bir gençleştirici etkisi var. Eskiden fiziksel egzersizin sadece kas sağlığı, kilo kontrolü gibi konularda işe yaradığı düşünülürken, bugün artık biliyoruz ki tüm hafıza, sağlıklı karar verme, soyutlama, entelektüel kapasite gibi bilişsel süreçlerimizin sağlıklı ve dengeli bir biçimde olabilmesi için kendi kondisyonumuza uygun bir egzersiz rutinini hayatımıza katmamız çok önemli. Hareketsiz bir yaşam sadece eklemlerimizi, kaslarımızı, kemiklerimizi zayıflatmıyor aynı zamanda hayatı algılama şeklimizi de olumsuz anlamda etkiliyor. Hayatımızı sağlıklı ve dinç bir şekilde geçirebilmek için enerjik bir bedene ihtiyacımız olduğu kadar, olaylar karşısında esnek ve doğru kararlar alabilen, güçlü bir hafızaya sahip, odaklanmada güçlük yaşamayan, duyu organları güçlü bir yapıya da ihtiyacımız var.
Yani tam randımanlı çalışan sağlıklı bir beyne!
Fiziksel egzersizin beyne etkileri o kadar fazla ki, öğrendikten sonra insan harekete geçmek için sabırsızlanıyor.
Yapılan araştırmalara göre yürüyüş, yoga, pilates gibi orta şiddetli egzersizleri yapanların psikolojik, bilişsel davranışları yapmayanlara oranla daha sağlıklı ve dengeli kalıyor.
Düzenli bir şekilde egzersiz yapanlarda aşağıdaki özellikler görülür.
- Beynin bilinçli düşünme, sağlıklı karar verme gibi fonksiyonlarını düzenleyen frontal lob’un işlevini arttırarak hafızayı güçlendirir.
- Hipofiz bezinin çalışmasını destekleyerek mutluluk hormonlarından biri olan endorfin hormonunun salımınını arttırır.
- Egzersiz, stres hormanlarını düşürür ve bilgi işlemeyi hızlandırdığı bilinen serotonin ve norepinefrin gibi nörotransmiterlerin sayısını artırır.
- Düzenli bir şekilde yapılan fiziksel egzersiz, alkol, sigara, yeme, uyuşturucu gibi ciddi bağımlılıklarla verilen mücadelede önemli bir destekçidir.
- Parkinson gibi nörolojik rahatsızlıklarda görülen denge problemlerini ve bedensel koordinasyon sorunlarını azaltır.
- Alzheimer, demans ve erken bunama gibi hastalıkların oluşumunu yavaşlatır, semptomlarını hafifletir.
- Öğrenmeyi ve zihinsel performansı arttırır.
- Stres, kaygı ve depresyon semptomlarını hafifletir.
- Sinir hücrelerinin sağlıklı gelişimini ve korunmasını sağlar.
- Duyu organlarının canlı tutar ve dinç kalmalarını sağlar.
- Yapılan araştırmalar, düzenli yoga yapan kişilerin beyinlerindeki kas kontrolü ile ilgili bölgelerini, ayrıca görme, duyma, hafıza, konuşma, karar verme, duygusal regülasyon, duygusal açıdan sağlıklı bir biçimde kendi kendini kontrol etme gibi alanları yönetmekten sorumlu gri hücrelerin daha fazla olduğunu gösteriyor.
- Düzenli bir biçimde yoga yapan kişilerin beyindeki adeta stres dedaktörü gibi çalışan amigdala bölgesinin yoga pratiği sonucu küçüldüğü ve dengeli bir biçimde çalıştığı gözlemlenmiş.
- Kan dolaşımının sağlıklı şekilde olmasını sağlar.
- Özellikle yaşlılarda düzenli hareketin ve sinir sistemini aktive eden dış uyarıcıların fazla olmadığı yaşam stilinden kaynaklanan “beyin sisinin” oluşumunu engeller.
- Egzersiz, kronik stresin etkilerini azaltır, kaygı bozukluğu gibi rahatsızlıkların semptomlarını hafifletir.
- Kronik ağrıyı azaltır.
- Bireyin özsaygısını arttırır.
- Egzersiz yapılırken ve yapıldıktan sonra beyin hücreleri daha hızlı çalışmaya başlar.
- Beyne giden kan akışı güçlendiği için kişi kendini daha zinde, dinç ve canlı hisseder.
- Egzersiz ile sağlıklı akışına kavuşan kan dolaşımı, sinir hücrelerinin de olması gerektiği gibi beslenmesini sağlar.
- Uyku kalitesini arttırır.
- Egzersizle beraber stres hormonu olarak bilinen kortizolun kandaki seviyesi azalır.
- Gün içinde kişi kendini daha dinç, canlı, yaratıcı ve üretken hissediyor.
- Egzersiz alışkanlığının yerleşmesiyle beraber problemlere, çıkan sorunlara dair yaklaşım esnekleşir, olumsuz koşullara dair dayanıklılık artar.
- Düzenli yoga pratiği olan kişilerin beyinlerindeki beden duyu korteksi ve görsel kortekslerindeki hacim daha fazladır.
- Beyin işleyişinin değişme kapasitesi demek olan "Nöroplastisite" düzenli egzersiz yapan kişilerde daha canlı bir haldedir.
- Düzenli egzersiz yapan kişiler istemedikleri alışkanlıklarını ya da düşünce biçimlerini daha kolay değiştirebilir.
- Düzenli egzersiz Alzhemir hastalarında kalp ve damar rahatsızlıklarına yönelik destekleyici bir faktör olur.
- Bağışıklığı arttırır.
- Bedenin doğal olarak ürettiği ama 25 yaşından sonra üretiminin azaldığı antioksidan üretimini doğal yollardan arttırır.
Bir çırpıda 30 madde ile fiziksel egzersizin beynimiz üstündeki etkilerini özetlemeye çalıştık; egzersizin beynimiz üstündeki etkisini böyle madde madde okumak oldukça etkileyici.
Uygulama Önerisi: Great Loom Youtube Yoga Dersleri
Ama aslında sistemimizi “beyin ve beden” diye ikiye ayırmamak, beynimiz ve fiziksel bedenimiz arasındaki ayrılmaz bütünlüğü baştan kabul etmek oldukça önemli. Tıpkı yoga felsefesinin yaptığı gibi… Yoganın pek çok sözlük anlamından biri de birleştirmek, bir araya getirmek, bağlamak. Yoga pratiği sırasında bizler nefesimizi, kaslarımızı, eklemlerimizi, fasya yapımızı, sinir sistemimizi, hormonlarımızı, duyu ve iç organlarımızı, psikolojik durumumuzu, düşünme şeklimizi, kısacası sistemimize dair her şeyi bir araya getiriyoruz; farkında olalım ya da olmayalım… Biz sadece beyin değiliz, sadece kas değiliz, sadece sinir sistemi ya da hormon dengemiz değiliz. Biz, bunların toplamıyız. Elbette sadece yoga pratiğinde değil, yapmaktan zevk aldığımız dengeli ve bedene saygılı tüm egzersiz türleri için geçerli bu söylediklerimiz. İnsanın kendi bedenine bütüncül yaklaşması, kendini sadece kilodan, kaslardan, yağlardan ibaret görmemesi, yapılan her çalışmanın aslında tüm beden sistemleri üstünde olumlu ya da bazen olumsuz etkisi olduğunu göz önünde bulundurması çok kıymetli. Bedenin ve psikolojik ruh durumunun o anki sınırlarına saygı duyarak, zevk almak, keşfetmek, dengeli bir biçimde sınırları genişleterek hayatımıza alacağımız fiziksel aktivite hayata bakışımızı kökten değiştirecektir.