Yeni Yılda Nasıl Bir Hayat İstersiniz?

Yeni Yılda Nasıl Bir Hayat İstersiniz?

Her birimizin yaşadığı bir hayat var; günlük hayatımız, genel akışımız, tempomuz, yaşam ritmimiz… Bir de hayallerimiz var. Hayallerimizdeki hayat… Aramızda “Benim yok, hayallerimdeki hayatı yaşıyorum”, diyen var mıdır, bilemeyiz. Ama, işte, pek çoğumuzun yaşamak istediği hayat, yaşadığımız gerçek hayatın uzağa düşüyor.

Hayallerimizin neresindeyiz?

Son günlerde şöyle cümleleri sık sık duyuyoruz:
  • Olanı, hayatı olduğu gibi kabul et.
  • Beklenti içine girme, üzülürsün.
  • Her halini kabul et.
  • Kendini olduğun gibi sev.
  • Kendini akışa bırak.
Bu cümlelerin altında elbette derin bir yaşam felsefesi yatıyor; sosyal medya gönderilerinde kullanıp, içini boşaltarak, bu çok kıymetli yaşam anlayışına birazcık haksızlık yapıyoruz sanki. Ve içi boşaltılmış olarak karşımıza çıkan bu mesajların sanki bize “hayatını değiştirmek için çaba harcamana gerek yok” dediğini sanıyoruz. Oysa değişmeği istemek, hayal kurmak, var olanı kabul etmemek, keşfetmek, itiraz etmek, farklı bir şeyin özlemini çekmek insanlığın kanında canında var. Var olan hayatımız dışında başka dünyalara yelken açmayı istemek bizi biz yapan şey; içimizdeki yaşam enerjisi. Tıpkı Truman Show’daki Truman gibi.
İnceleme Önerisi: Yeni yıla yoga pratiğinizi katın

Peki neden hayallerimizdeki yaşamdan uzak bir yere düşüyoruz?

Artık adına ne derseniz deyin… Hayat, kader, şansızlık, kısmet, yanlış seçimler, atıllık, konfor alanında kalma isteği, cesaret edememek, aksiyona geçememek, kendi iç gücüne güvenememek… Buradaki nedenleri çoğaltabilirsiniz. Ama galiba hayallerimizdeki yaşamdan uzağa düşmenin en önemli nedeni şu: Hayallerinin gerçekleşebileceğine inanmamak… “Benim başıma iyi bir şey gelmez” kök inancına sahip olmak….
İnceleme Önerisi: Mekanlarınızın havasını canlandırmak için
Kök inanç nedir diyecek olursanız: Kök inanç bebeklikten çocukluğumuza tüm yetişme çağımız boyunca farkına varmadan ailemizden aldığımız düşünme, davranış kalıplarını sorgulamadan içselleştirmemiz, hayata bu kalıplar aracılığına bakmamızdır. Bu kalıpları o denli içselleştiririz ki, onları kişiliğimizin birer parçası olarak görürüz. Kişilik özelliklerimizi de genelde doğuştan, değiştirilemez olarak kabul ederiz. Kendimize: Ben öfkeli biriyim, Ben endişeli biriyim, Ben beceriksiz biriyim gibi etiketlerle yaklaşırız. Elbette doğuştan getirdiğimiz bazı kişilik özelliklerimiz var ama diğer taraftan da kişiliğimizin ayrılmaz parçası olarak gördüğümüz pek çok yönümüzü değiştirmek, dönüştürmek elimizde.

 Kök inançlarının farkında mısın?

Kendimiz hakkındaki inançlarımızı fark ettiğimizde neden hayallerimizle örtüşmeyen bir hayat yaşadığımızı da anlamamız kolaylaşır.
Kendimize dair, biz hiç fark etmeden oluşan kök inançlar, plan yapma, harekete geçme, aksiyon alma gücümüzü de belirler çünkü.
Walt Disney “Eğer hayal edebiliyorsan yapabilirsin” demiş. Elbette hayallerimize kavuşabilmek için yapabilme gücümüz kadar önemli olan dış dünyaya ait pek çok faktör var; Polyannacılık yaparak bunları görmezlikten gelecek değiliz. İçinde bulunduğumuz aile ve sosyal çevre, yaşadığımız ülkenin şartları, maddi koşullarımız, sağlığımız, vs gibi pek çok dış faktör hayatlarımızı derinden etkiliyor ve belirliyor. Fakat bu yazıda konumuz “dış faktörler” değil, tam olarak “iç faktörler”.
Meditasyon Önerisi: Farkındalık Çarkı Meditasyonu

Bizi hayallerimizden uzağa götüren iç faktörlerimiz yani kök inançlarımız neler?

Meditasyon ve yoga pratikleri kendimize dair kök inançlarımızla tanışmak için hem mütevazi hem de mükemmel bir araç. Yoga matı sanki hayatımızın mikro örneği gibi aslında. Matının üstünde, yoga pratiğin sırasında yaşadıklarına dair geliştirdiğin tepkiler, zihninden geçenler ile gündelik hayatta başına gelenlere karşı verdiğin tepkiler ve zihninden geçenler hemen hemen aynı.
  • Yoga pratiğinde, “yapamayınca” hemen vaz mı geçiyorsun?
  • Kendini başka insanlarla karşılaştırıyor musun?
  • “Ben yapamam” cümlesini hemen kuruyor musun?
  • Bir heves başlayıp, çabuk sıkılıyor musun?
Sadece yoga pratiğinde değil, ne olursa olsun bir işi yaparken kendimizi yargısızca, açık bir farkındalıkla gözlemlediğimizde kendimize dair pek çok fikir edinebiliriz.
Dinleme Önerisi:  Bir Yoga Dersinde Neler Oluyor?

Peki “Ne yapmalı, hayallerime yaklaşmak için nasıl bir yol izlemeliyim?” derseniz, gelin şöyle bir yol haritası çizelim:

  • Kendinizi iyi gözlemleyin, olaylar karşısındaki tepkilerinizi serinkanlılıkla fark edin.
  • Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz, kendinizi tarif etmek için hangi sıfatları kullanıyorsunuz fark edin.
  • Hayatınızın sorumluluğunu alın.
  • Nasıl bir hayat istiyorsunuz? Hayalleriniz neler? Hiç üşenmeden teker teker yazın.
  • Soğukkanlılıkla gündelik hayatınızla, yaşamak istediğiniz hayatı yan yana koyun. Burada kendine acımadan, kendinizi suçlamadan aradaki farklılıkları görün.
  • Sahip olduğunuz hayatı ayrıntılarıyla fark edin. Hayatınızın sizi mutlu eden taraflarını, tatmin etmeyen ve değiştirmek istediğiniz yönlerini açık kalplilikle görün.
  • Hayal ettiğiniz hayatta gerçekçi olmayan bir taraf var mı, fark edin.
  • Hayallerinizi gerçekçi bulmuyorsanız, neden bulmadığınız üstüne düşünün. Gerçekten gerçekçi değil mi?
  • Hayalperest olmak ve gerçekçi olmak kavramları üstünde düşünün.
  • Hayallerinizi netleştirin.
  • Bir yol haritası çıkarın, gerekirse uzmanlardan yardım alın.
  • Hayallerinize karşı varsa içinizdeki korkuyu, endişeyi fark edin, onları kabul edin, onlarla beraber yürüyün.
  • Hayallerinize doğru ilerlerken, zaman zaman yorulacağınızı, vazgeçmek isteyeceğinizi, hata yapacağınızı baştan kabul edin.
  • Yanlış yapmaktan korkmayın.
  • Ne olursa olsun, sahip olduğunuz hayatı küçümsemeyin, hakir görmeyin.
  • Ne olursa olsun, hayatın neresinde durursanız durun, hayattan zevk almaya bakın.
  • Hayattan zevk almayı, hayallerinize ulaşmaya ertelemeyin.
  • Hayallerinize ulaşmak için planınıza disiplinli bir biçimde devam ederken, kendinizi, kendinize kapatmayın; duygularınıza, hislerinize, kulak verin. Robot olmadığınız fark edin.
  • Birilerini suçlamak için vakit harcamayın.
  • Ne yapacaksanız şimdi, hemen başlayın.
  • Kendinize çizdiğiniz yol haritası sizi hedeflerinize götürmüyorsa, “rotayı yeniden belirlemek” için esnek olun.
  • Olmuyorsa, başka bir biçimde düşünmek için yaratıcılığınızı kullanın.
  • Kendiniz sevin. Siz, kendinizin evisiniz. Bunu unutmayın.
  • Kendi hayatınıza tutkulu ile bağlanın. Hayatınızın kıymetinizi bilin.
 

Çağla Güngör

Yin Yoga ve Mindfulness Öğretmeni

   
Bloga dön