“Kuru Dallardan” Gelen Güzel Kokulu Şifa Palo Santo

“Kuru Dallardan” Gelen Güzel Kokulu Şifa Palo Santo

İnsanların, hayvanların, bitkilerin, ağaçların, çiçeklerin hatta Budist felsefeye göre eşyaların, mekanların bile yaşam enerjisi vardır. Yoga felsefesinde buna “prana” ismi verilir. Doğa, insan eliyle zarar görmediği sürece kendi akışında pranasını yeniler ve dönüştürür. Bahar günlerinde bir ağacı düşünelim… Dallarından yapraklar filizlenir, çiçeklenir. Tazelenmiş bir prana ile karşımızdadır. Yaza doğru yaprakları gürleşir, meyvesini verir, capcanlı bir pranası vardır. Ve sonbaharla birlikte kışa doğru artık o yıl için yaşam döngüsünü tamamlarken yapraklarından, kuru dallarından arınır, dingin bir pranası vardır. Eğer kökünden beslenmeye devam ediyorsa ilkbaharla birlikte hikayesi tekrar başlar. Köklerinden beslenemeyecek duruma geldiyse pranası, yaşam enerjisi sönmeye başlamıştır. Doğal süreç böyle işler. Bu durum biz insanlar için de geçerli. O nedenle yaşam enerjimizi taze, canlı tutmak için bedenimizin, nefesimizin, zihnimizin sağlığını korumak üzere çalışmalar yapıyoruz, yapmalıyız. Kendimizi koruduğumuz kadar çevremizi, doğayı da korumak her şeyden önce geliyor. Bu anlamda çeşitli çevre koruma programları, pek çok alanda ve uluslararası düzeyde çalışmalar sürdürüyor. Bunlar içerisinde Great Loom olarak bizim de Güney Amerika’dan getirerek sizlerle buluşturduğumuz Palo Santo Ağaç Tütsü’ler bulunuyor. Palo Santo ağaçlarını kesmek yasak, tütsüler ise düşen dallardan elde ediliyor. Sizlere ulaştırdığımız tütsülerimiz de Peru’da, devlet kontrolünde sürdürülebilir tarım yöntemleri kullanan yerel halk tarafından üretiliyor.
Okuma Önerisi: Nefesinizi Nasıl Alırsınız?

Palo Santo Nedir?

Palo Santo, limongillerden bir ağaç ve kuru dalları; narenciye, nane, çam notalarında kokular içeriyor. Güney Amerika’da, özellikle Peru ve Ekvador’da yetişen Palo Santo ağacına, İspanyolca’dan çeviriyle “Kutsal Ağaç” diyebiliriz. Kutsal olarak nitelendirilmesinin nedeni; Güney Amerika ve Orta Amerika’daki şamanların ritüellerinde özel bir yere sahip olması. Şamanizm için, doğanın ve ruhların ön planda tutulduğu bir öğreti diyebiliriz. Şamanlar şifayı doğada buldu ve doğayla uyum içinde, ona kesinlikle zarar vermeden hayatlarını sürdürüyorlar, öğretilerini aktarıyorlar, ritüellerini gerçekleştiriyorlar. Doğayla bir bütün olarak yaşayan şamanların Palo Santo ağacının kurumuş ve dökülmüş dallarını toplayıp ritüellerinde yakarak kullanmalarının pek çok şifalı anlamı var. Bu anlam artık geniş coğrafyalarda karşılık buluyor ve evlerimize, yaşadığımız mekanlara kadar ulaşıyor… Palo Santo ağacının kurumuş dalları, Perulu ve Ekvadorlu köylüler tarafından toplanarak ayıklanıyor ve dünyanın hemen hemen her yerine Palo Santo tütsüsü olarak ulaşıyor.

Palo Santonun Kuru Dalları Nasıl Toplanıyor?

Palo Santo için neslinin tükendiğine ve bu ağaçlara zarar verilerek hasat işlemi yapıldığına dair bilgilere rastlıyoruz. Oysaki doğa kendi döngüsünde süreçlerini tamamlıyor ve şifasını cömertçe sunuyor. Bunu, ona zarar vermeden, onu eksiltmeden ve sömürmeden almak, aldığının yerine yenisini koyabilmek çok kıymetli. Palo Santo ağacının yazının başında sözünü ettiğimiz “pranasının dönüşümü”nü reenkarnasyon olarak yorumlayabiliriz. Yaşamsal döngüsünde yere dökülen, kuruyan dallar artık başka bir şeydir, başka bir yerde ve zamandadır. Yaşam enerjisi açısından artık ağacıyla ilişkisi olmayan kuru dallar, ekolojik tarıma uygun şekilde toplanarak ağaç tütsüye dönüşüyor. 2014 yılında 1.25 milyon dönümlük bozulmamış kuru ormanı kapsayan bir bölge UNESCO tarafından Biyosfer Rezervi olarak ilan edildi. Great Loom olarak bizim de ülkemize Peru’dan getirttiğimiz Palo Santo ağaç tütsülerimiz, resmi kayıtlı ve Serfor sertifikalı. Yani dalından koparılmayan, kurumuş ve artık dönüşümünü tamamlamış ağaç dalları evinize ulaşıyor. Bu sertifika, Palo Santo ağaç tütsülerinin sürdürülebilir, ekolojik tarıma uygun olarak üretildiğini belgelemesi açısından önemli ve gerekli. Hem Peru hem de Ekvador bu konuda oldukça titiz.
Okuma Önerisi: Şamanizm ve Şaman
Bu kadim ve şifalı ağacın yetiştirilmesi, hasadı, tütsüye dönüştürülmesi ve yurt dışına gönderimi, devlet kontrolünde gerçekleşiyor. Palo Santo ağaçlarının dalları; kendi doğal süreçlerini tamamlayıp kuruduysa veya doğa olayları nedeniyle düştüyse toplanıyorlar ve bir süre toprakta bekletiliyorlar. Dalların kuru olması ve bir süre daha bekletilmesi reçine değerini de artırıyor. Bu süreci de yüksek basınçlı buharda dezenfekte işlemi takip ediyor. Taze, pranası gövdesinden dallarına, yapraklarına, meyvelerine kadar uzanan bir ağaca zarar vermekten kaçınmak, bu şekilde elde edilen ürünleri kesinlikle tercih etmemek, buna göre araştırma yapıp sağlıklı bilgiye ulaşarak bilinçli tercih yapmak; meditasyon, yoga, şamanik ritüeller gibi kendimize dair sürdürdüğümüz çalışmaların da devamı niteliğinde aslında. Bu tip çalışmalar yapmasak bile insani görevimizin ne olduğunu hepimiz gayet iyi biliyoruz… Aslında tek yapmamız gereken sağduyumuzun sesine kulak vermek. Doğayı korumak, özünü anlamak şamanizmin de özünü oluşturuyor. Ve şifa öğretilerini tüm insanlıkla cömertçe paylaşan, bunu yaparken doğayla tamamen uyum içinde olan, ona kesinlikle zarar vermeden, onun dönüşen ve dönüştürücü gücünü benimseyen şamanlar, doğaya nasıl hassasiyetle ve onun bir parçası olarak yaklaşıyorsa bizler de bunu örnek alabiliriz. İşte o zaman Palo Santo’nun şifası, ritüellerin dönüştürücü gücü bize ulaşacaktır.

Şamanlar Neye İnanıyor?

Kutsal ağaç Palo Santo, hem yağıyla hem de ağaç tütsü olarak kullanımıyla Orta ve Güney Amerika’da şamanik ritüellerde kullanılıyor. Şamanlar Palo Santo’nun bolluğu ve bereketi artırdığına, kötü enerjileri uzaklaştırdığına, barışı ve huzur getirdiğine, zihni özgürleştirip yaratıcılığı ortaya çıkardığına inanıyor. Ayrıca iç sıkıntısı, kasvet, melankoli gibi ruhsal sıkışmaların hafiflemesi için de şamanik çalışmalara Palo Santo eşlik ediyor. Bu özel ağacın kuru dalları bir dakika kadar yanıyor ve sonra kendiliğinden sönüyor. Bu da Palo Santo’nun şifasının o alana yayılmasına yetiyor. Yaşam alanımızı arındıran Palo Santo, meditasyon ve yoga çalışmaları öncesinde de mekanın havasını temizlemek için kullanılıyor.

Palo Santo’yu Ne Zaman Kullanalım?

Aslında dilediğiniz zaman… Palo Santo’yu her gün birkaç dakika yakarak kullanabilirsiniz. Diğer taraftan belli özel zamanlarda da kullanımını öneririz. Örneğin meditasyon ve yoga çalışmaları öncesi, niyet çalışmaları yaptığınızda, yeniay ve dolunay zamanlarında, yeni bir mekanı kullanmaya başlamadan önce… Ayrıca günlük kullanım için de sabahları güne başlarken ve gece uyumadan önce, enerjinizi düşük hissettiğiniz zamanlarda, dikkatinizi toplamakta zorlandığınızda, kendinizi depresif ve çökkün bir enerji halinde hissettiğinizde, Palo Santo ağaç tütsünüzü yakabilirsiniz. Ağaç tütsünüzü yaktıktan sonra mekânda gezdirebilir, kokusunun alana yayılmasını sağlayabilirsiniz. Birkaç dakika sonra da tütsü çubuğunun sönmesi normaldir.
Okuma Önerisi: Palo Santo'nun Beş Şifası

Palo Santo’nun Kokusu Bize Ne Söylüyor?

Koku, zihnimizi doğrudan etkiliyor. Yani beynimizin serebral korteksine uğramadan doğrudan beynimizdeki duyguların işlendiği limbik sisteme ulaşıyor ve burada yorumlanıp anlamlandırılıyor. Koku, sinir sistemimiz üzerinde belirgin etkilere neden olduğu için de ne kokladığımız önem kazanıyor. Güçlü antidepresanlarda kullanılan limonene açısından oldukça zengin olan Palo Santo, bu özelliğiyle sakinleştirici bir etkiye sahip. Bedenimizin öz kaynaklarıyla, kendisinin ürettiği ve “doğal ağrı kesici” olarak niteleyebileceğimiz endorfin ve enkefalin salınımını uyaran Palo Santo, bu nedenle özellikle baş ağrısının hafiflemesinde ve iyileşmesinde etkili oluyor. Kuru bir ağaç parçasının bedenimizi, ruhumuzu ve yaşadığımız mekânı arındırıcı olumlu etkiler sunması mucizevi değil mi? Aslında işte bu tam da doğanın cömertliği. Doğayla uyum içinde onun verdiklerini almak, yakıp yıkmadan, çevresel açıdan etik değerleri dikkate alarak, kendimizi doğayla bir bütün görerek verdiklerine şükretmek, kendimizle bağ kurmak için de en önemli eşik.  

Nilüfer Eyiişleyen YogaBiz.Pro

Bloga dön